8 Haziran 2012 Cuma

Kürtajı oranını azaltmak istiyorsan!

Önce öğreteceksin, seni oraya oturtan halka öğreteceksin, küçük yaştan başlayacaksın anlatmaya, hayatın doğal bir parçası olacak cinsellik, yemek yemek, su içmek, tuvalete gitmek, doğmak ve ölmek gibi, meta olmayacak cinsellik, ne kadar tanırsa bireyler cinselliği, o kadar doğru yaklaşırlar aile, cinsellik, karşı cins ve hamilelik kavramlarına. Çocukları olsun istemiyorlarsa bilecekler neler yapmaları gerektiğini, kürtaj denilen operasyonla karşılaşmayacak, tanışmayacak, o psikolojik, duygusal, fiziksel çöküntüyü yaşamak zorunda kalmayacaklar büyüdüklerinde. Bunu, ister okumuş ister okumamış olsun 74 milyon insana anlatacak ve içlerine sindireceksin ki bu hedefinde başarılı olabilesin. Sonrasında mecbur olmadıkça yaptırmayacak kimse, bunun için teşekkür edecekler, doğum kontrol yöntemleri ile ilgli tüm halk öğrenip bilgilendiğinde zaten kürtaj oranları doğal olarak gerileyecek, düşecek. Hiçbir Kadın'ın bu operasyona güle oynaya gittiğini düşünmüyorum, bunu böyle sanan insanlar olabileceğine de inanmak istemiyorum.

Kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir! Ama kürtajı bu şekilde yasaklamak insan haklarına aykırıdır. 10. haftaya kadar daha organları tamamlanmamış ve gelişim sürecinde olan embriyo’nun yaşam hakkı olmasına karışan devlet o zaman 18 yaşına gelene kadar çokcukların velayeti neden ana-babalarına veriyor? Neden anne ve babaların yapabileceği hataların risklerini alıyor? Onları da devlete verelim devlet baksın. Bu karar sadece ve sadece ebeveynlerindir kimse karışamaz.

Bizim 2 kızımız var, ikiside isteyerek ve istediğimiz zamanlarda dünyaya geldi kazara değil yani, isteyene kadar  nasıl çocuk yapmayacağımızı bildiğimiz ve gerekli önlemleri almış olduğumuz için bu şekilde olabildi. Türkiye'nin dört bir tarafına, bu bilgi ve hizmetleri taşımazsan kürtaj oranlarını düşürmek, mümkün olmayacak ve çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkacak, kendi çabalarıyla istenmeyen gebeliklerinden kurtulmaya çalışan kadınlar, yanlış uygulamalar yüzünden ölecek ve doğumalarını devlete borçlu, ölmüş annelerin eksik çocukları, aramızda olacak.

Ayrıca Yaratan yüce varlığın herşeyin hakimi olduğunu savunuyorsak bilgisizliği ve tedbirsizliği yüzünden hamile kalan ailelerin istemediği bebeklerin doğmasına neden izin veriyor? Ya da özel bebeklerin bedenleri ve hayatları ne oluyor? Madem bu kadar kusursuz bir sistem var ve bu sistemi biz bozuyoruz, gerek zihinsel, gerek fiziksel özel çocuklar neyin, kimin, hangi sistemin ürünüdür? Kaldı ki kanlı ve canlı insanını koruyamayan devletin, önce yıllar önce doğmuş olan kadınlara yapılan katliamları engellemesi gerekmez mi?

Sonuç olarak parası olan kişiler, gidip yurtdışında istediği operasyonu geçirecek günah(sa) Allah ile kul arasında kalacak, devletin ruhu duymayacak. Olan yine buna gücü olmayan insanlarımıza olacak hepsi bu.

Bir de o belki 5. belki 11. çocuğu doğurup çekilmez bir hayat yaşamak ve yaşatmak, bakamamak, birey olamamamasına, toplum için zararlı insanlar olmasına göz yummak, sebep olmak, ya da engel olamamak, kaybolmuş hayatlar yaratmak mı günah değil?